Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in Batı Şeria’da gerçekleştirdiği son askerî operasyonlar ve yerleşim politikalarına yönelik sert bir tepki ortaya koydu. Bakanlık, söz konusu eylemlerin uluslararası hukuka aykırı olduğunu vurgulayarak, bu tür uygulamaların bölgedeki barış ve istikrarı tehdit ettiğini ifade etti. Tehditkar ve provoke edici eylemlerin, Filistin halkının haklarını ihlal ettiğini belirten Bakanlık, uluslararası toplumu bu durumu kınamaya ve sorumluluk almaya davet etti.
Son yıllarda İsrail’in Batı Şeria’da uyguladığı yerleşim politikaları, uluslararası alanda büyük yankı uyandırdı. Filistin toprakları üzerinde kurulan yerleşim birimleri, uluslararası hukukun ihlali olarak değerlendirilirken, bu durumun Filistinlilerin günlük yaşamları üzerindeki olumsuz etkileri giderek artış göstermekte. Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığı açıklamada, bu uygulamaların bölgedeki gerilimi artırdığına ve kalıcı bir barışın sağlanmasını imkânsız hale getirdiğine dikkat çekildi. Türkiye, geçmişte olduğu gibi bugün de Filistin halkının yanında olmaya devam edeceğini vurgulayarak, adalet ve barış arayışlarının desteklenmesi gerektiğini ifade etti.
Türkiye, Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla uluslararası topluma çağrıda bulunarak, İsrail’in bu tür eylemlerine karşı güçlü bir duruş sergileme zamanının geldiğini belirtti. Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşların, İsrail’in Batı Şeria’da gerçekleştirdiği yasa dışı faaliyetlere ilişkin güçlü kınamalarda bulunmasını ve somut adımlar atmasını talep etti. “Haksızlık karşısında sessiz kalamayız” diyen Bakanlık, uluslararası camiayı Filistin’in haklarını savunmaya davet etti. Ayrıca, Filistin’in bağımsız devlet olarak tanınması yönünde atılacak adımların aciliyetine vurgu yaptı.
Özetle, Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığı açıklama, sadece Batı Şeria ile ilgili değil, aynı zamanda bölgedeki barış arayışlarının da bir parçası olarak değerlendiriliyor. İleriye dönük barış perspektifinin sağlanabilmesi için uluslararası işbirliğinin artırılması gerektiği aşikâr. Türkiye, bu süreçte üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeye kararlı olduğunu belirtirken, diplomatik çabalarını sürdüreceğini de sözlerine ekledi. Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkına saygı gösterilmesi ve bu yönde uluslararası destek verilmesi gerektiği konusunda ısrarını korudu.