Günümüzde birçok insan, hayatlarının çeşitli alanlarında sorumluktan kaçma eğiliminde. Ancak bu kaçışın nedenleri ve sonuçları, pek çok kişi tarafından sorgulanmakta. Klinik psikolog Dr. Elif Yıldız, bireylerin sorumluluktan kaçışlarının arkasında yatan psikolojik etmenleri ve bunun kendinden kaçmakla olan ilişkisini detaylı bir şekilde ele alıyor. Sorumluluk, bireylerin hayatlarında önemli bir yer tutar; ancak bazıları bu yükten kaçmak adına çeşitli stratejiler geliştirebilir. Peki, aslında neyi gizlemeye çalışıyoruz? Bu sorunun cevabını anlamak, kişisel gelişim ve iyilik hali açısından hayati bir önem taşıyor.
Dr. Yıldız, birçok bireyin sorumluluklardan kaçma eğiliminde olduğunu belirtiyor. "Bireyler, sosyal normlar ve beklentiler doğrultusunda belirli roller üstlenirler," diyor. Bu roller genellikle çalışmaktan, aile sorumluluklarına, sosyal yükümlülüklere kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Ancak, bu yükümlülüklerin getirdiği baskı, birçok kişinin kendini yetersiz hissetmesine neden olabilir. Kendini yetersiz hissetme durumu, bir kişinin sorumluluktan kaçışını destekleyen önemli bir faktördür.
Toplum içerisindeki başarı kriterleri, bireylerin kendi potansiyelini tam olarak değerlendirmesine engel olabilir. Bu durumda, bireyler başarılı olma baskısıyla karşılaştıklarında, kendilerini sorgulamaya başlayarak kaçış yolları arayışına girebilirler. Dr. Yıldız, "Kendimizi başarılı olmak zorunda hissettiğimizde, sorumlulukların altında ezildiğimizde ya da yeterince iyi olmadığımızı düşündüğümüzde kaçış yolları ararız. Bu kaçış, bazen alkol, uyuşturucu, bazen de sosyal izolasyon gibi yollarla gösterilebilir," şeklinde açıklamalarını sürdürüyor.
Bireylerin sorumluluktan kaçışı sıklıkla kendileriyle yüzleşmekten kaçmalarıyla da ilişkilidir. Dr. Yıldız, "Kendinden kaçan bir birey, kendi içsel çatışmalarıyla yüzleşmektense, bu çatışmaların sonucunda ortaya çıkan sorumlulukları da görmezden gelir," diyor. Bu durum, bireyin kendini daha fazla kaybetmesine ve yaşam kalitesinin düşmesine neden olabilir. Kendine dönme ve içsel sorgulama, bireylerin gelişiminde oldukça önemli adımlar olmalıdır. Sorunlarla yüzleşmek, kişinin kendi gerçekliğiyle barışmasını ve sonunda hayata dair daha sağlıklı seçimler yapabilmesini sağlar.
Dr. Yıldız’a göre, kendinden kaçış, mutsuzluk ve kaygı gibi duyguların artmasına sebep olarak bireylerin yaşamlarını olumsuz etkileyebilir. Uzun süreli bir kaçış durumunda, ruhsal dalgalanmalar ve sürekli bir huzursuzluk hâkim olabilir. Kendini kötü hissetme durumları, bilinçaltında daha derin yaraların olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilmeli ve bu yaralar tedavi edilmelidir. Bireyler, kendi içsel çatışmalarını çözmeden sağlıklı ilişkiler ve dengeli bir yaşam sürdüremez.
Sorumluluk duygusuyla başa çıkabilmek için, bireylerin bu duygularla yüzleşebilmesi gerekmektedir. Kendi istekleri ile toplumun beklentileri arasındaki dengeyi bulabilmek, bireyin psikolojik sağlığı için kritik öneme sahiptir. Dr. Yıldız, bireylere bu konuda yapmaları gereken birkaç şeyi öneriyor. "Öncelikle, kendinize zaman ayırın. Duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarınıza dikkat edin. Yalnızca fiziksel yükümlülükler değil, aynı zamanda duygusal yükümlülükleriniz de var. Bu nedenle, kendi duygusal sağlığınızı önemseyin,” diyor.
Unutulmamalıdır ki; sorumluluktan kaçış, geçici bir rahatlama sağlasa da uzun vadede durumların daha da kötüleşmesine neden olur. Bireylerin kendilerine dönmesi, sağlıklı ilişkiler kurabilmeleri ve hayatın getirdiği zorluklarla baş edebilmeleri açısından kritik bir öneme sahiptir. Sorumluluklarınızla yüzleşin, duygularınızı dışavurun ve içsel dünyanızı anlamaya çalışın. Unutmayın, sorumluluklar sadece bir yük değil, aynı zamanda kişisel gelişim ve olgunlaşma yolunda atılmış önemli bir adımdır.
Sonuç olarak, Dr. Elif Yıldız’ın ortaya koyduğu bu veriler, sorumluluk ve kendinden kaçış arasındaki ilişkinin derinliğini anlamak için önemli bir kaynak sunuyor. İleriye dönük her bireyin kendi sorumluluklarıyla yüzleşmesi, hem ruhsal hem de toplumsal sağlığı açısından oldukça kritik. Hayat, zorluklarla doludur fakat bu zorluklarla yüzleşme kabiliyeti, bireyin gelişiminin anahtarıdır.